8 Kasım 2012 Perşembe

Mavi Çizgi


(Okuldaki yoğun koşuşturmadan dolayı, artık eskisi gibi sürekli yazamıyor olmam beni üzüyor. Umarım vizelerden sonra rahata erer, yine yazmaya devam edebilirim.)

Geçenlerde okul servisinde otururken kulak misafiri olduğum bir diyaloğu sizlerle paylaşmak isterim. 

X- Sen telefon kılıfını nerden aldın?
Y- Sokakta bi tezgahta gördüm bunu çok beğendim.
X- Aaa.. Sen öyle saçma sapan yerlerden mi alıyorsun? Ben 50 liraya aldım orjinal benimki.
Y- Ben 20'ye aldım.
X- İnanmıyorum, nası kullanıyorsun onu?

Bazı insanların beyin yerine ' jelibon ' kullanıyor olmaları beni gerçekten üzüyor..

Okuduğum özel okuldaki birçok insanın aksine, birsürü yeni Louis Vuitton çanta almak, pahalı telefon (veya kılıf) alıp hava atmak, deniz kıyısında oturup marshmallow kızartmak gibi burjuvai isteklerim yok benim. 
---


' Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim 
Elimde uçuk mavi bir kalem 
cebimde iki paket sigara..
- Cemal Süreya


Şimdilerde hayatı mavi bir çizgi boyunca seyretmeyi planlıyorum.. Mavi bir T2 alıp uzaklara, çok uzaklara gitmek istiyorum. Mavilikleri fotoğraflamayı.. Saçlarımı maviye boyamayı bile düşündüm! Okuduğumuz romanlardaki yazılar neden hep siyah? Mavi keçeli kalemlerle neden yazmıyorlar? Ben mavi yazılı bir kitap yazmayı istiyorum. 




Mavi bir renkten çok koku gibi gelmiştir bana * onun bir tarzı, duruşu, farklılığı vardır. Hiç mavi ve turuncuyu bir arada kullandığınız birşeyler giydiniz mi? 

Diğerleriyle aynı olmak, aynı şeyleri yapmak bizi köreltmiyor mu sizce de? Hayatın bize getirdiği zorunluluklar doğrultusunda yaşamak o kadar sıkıcı ki.

Doğmalısın -- Büyümelisin -- Toprakla oynamamalısın -- Okumalısın -- Başarılı olmalısın -- Üniversiteyi bitirmelisin -- Çalışmalısın -- İyi bi koca bulup Evlenmelisin -- Çocuğun olmalı vs.. vs..

Bütün bu rutine bağlı yaşamak hiç bana göre değil. Ama gelin görün ki bunların dışında hareket ettiğinizde insanlar size bir garip davranıyor. 35 yaşına gelip, hala evlenmemiş insana ^evde kalmış kız kurusu^, üniversiteyi bitirmemişe ^salak^, çocuk yapmayanaysa ^kısır^ diyoruz..

İnsanların neden rutine bağlı olmadıklarını bu tarz etiketleri yapıştırmadan önce düşünmek gerek. 
' Rutine bağlı olarak bir sevgilimiz olsun istiyoruz. Siz hiç yalnız başınıza sokaklarda yürürken şu üstteki şarkı kulaklarınızdan taa beyninize kadar işlerken ki zevki tattınız mı? Kendinizle baş başa yemeğe, sinemaya gittiniz mi? '' Dişimin arasına kalacak, yanımda o var şimdi çıkaramam, fazla yemeyeyim.. '' demeden mısıra abandınız mı? (:  

Misal. Bir ilişkide şu lafı duymak bizi mutlu eder. - Sen farklısın. Sen diğerlerinden farklısın. İltifat amaçlı olan şu cümlenin kaçı samimi olarak söylenmiştir? 

Sizce gerçekten farklı mısınız? 

Bunu bir düşünün isterim. Size göre farklı olduğunuz şeyleri bana yazın! İsterseniz tabii.. (:

(Kişisel gelişim kitabı gibi yazıyorsun Zeynep! diyeceksiniz (: Ben bir yazıyı yazarken devamında hangi cümleyi yazacağımı planlamıyorum. Bu defa ki biraz öyle oldu sanırım. ^.^ )